İmmün Plazma Tedavisi Nedir?

Coronavirüs nedeniyle plazma bağışı ve immün plazma tedavisi terimlerini çok sık duymaya başladık. Virüsü yenenlerden alınan plazmalar diğer hastaların iyileşmesinde umut ışığı oldu. COVID – 19 tedavisi kapsamında ülkemizde bilim insanlarının çalışmaları sürüyor. Halk arasında “antikor tedavisi” olarak da bilinen immün plazma tedavisinde olumlu haberler gelirken tedavinin nasıl uygulandığı merak konusu oldu. Bu makalemizde plazma nedir, immün plazma tedavisi nedir? Plazma tedavisi nasıl uygulanır? Kimler plazma bağışında bulunabilir? Konularını işleyeceğiz.

Tüm dünyaya yayılan coronavirüs salgını için güvenebilirliği kanıtlanmış spesifik bir  tedavi şu an için bulunmuyor. Ancak immün plazma tedavisi sayesinde bir çok hasta iyileşmiş durumda.

Plazma Nedir?

Kanda alyuvarlar ile akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. Plazmanın yaklaşık %90’ı su, %10’u ise çeşitli organik ve inorganik maddelerden oluşur. Plazmada bulunan inorganik maddeler: Demir, bakır, sodyum, potasyum, magnezyum, çinko, kalsiyum, iyot. Plazmada bulunan organik maddeler: Albümin, globülin, fibrinojen, enzimler, hormonlar gibi çeşitli proteinler, üre, glikoz, yağlar ve fosfolipitler gibi proteinlere bağlı olmayan maddeler.

Fibrinojen; kanın pıhtılaşmasını sağlayan büyük moleküllü bir proteindir. Fibrinojen çeşitli yollarla plazmadan uzaklaştırıldığında serum adı verilen kan sıvısı elde edilir. Fibrinojen kanın yapışkanlığını sağlar. Albümin ve globülin, kanın onkotik basıncını sağlarlar. Onkotik basınç yardımıyla kan, belli oranda su tutar. Yan yana duran iki dokunun hangisinde onkotik basınç fazlaysa su orada birikir. Karaciğerde sentez edilen albümin, kanın onkotik basıncını oluşturmada en büyük rolü oynar. Dolaşım sisteminde atardamarlar, kılcal uçlarında kalbin itme gücüyle hidrosastik basınç, kan sıvısını ve içinde erimiş besin maddelerini damar dışına iter. Hücreler bunlardan yararlanır. Proteinler damar dışına çıkmaz ve kılcal damarların toplardamar ucunda hücreler arasına sızmış olan sıvıyı geriye damara çeker. Albümin yeterli ölçüde değilse, toplardamar ucundan sıvı kana dönemez, dokudaki su artışıyla şişme gelişir.

Poligonal, oval veya yuvarlak şekili olan 10-20 mikron büyüklüğünde, koyu bazofilik sitoplazmalı hücrelerdir. Çekirdekteki kromatin dağılımı tipik olmakla beraber, küreseldir. Merkezden çevreye doğru yayılır . Kalın ökromatin bölge plazmosite özgü çekirdek görünümü kazandırmaktadır. Büyük bir golgi kompleksi çekirdeğin yanında bulunur. Sitoplazmanın geri kalanı granüllü endoplazmik retikulum ile kaplıdır. Böylece bu durum sitoplazmaya bazofizik özellik kazandırmış olur.

Plazma Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Plazma bağışının uygulanması için kişinin Corona virüs hastalığına yakalanmış olması ve tedavi ile iyileşmesi gerekiyor. Bağışçıda kan vermeye engel teşkil eden hepatit, HIV, spilis gibi hastalıkların bulunmaması gerekiyor. 18 – 60 yaş aralığında bulunan kişiler plazma bağışında bulunabiliyor. Tedavi süreci ise şu şekilde işleniyor:

  • Kişinin daha önce koronavirüsle enfekte olduğunu belirlemek için test yapılacak.
  • Hastaya tedavi süreçleri uygulanacak.
  • Tedavi sürecinden sonra iyileşen kişi kan bağışından önce 14 gün karantina sürecine girecek.
  • Plazma bağışından önce tekrar test yapılacak.
  • Bağışçının sonucu negatif gösterirse, bağışçı negatif sonucu gösteren raporla Kızılay’ın aferez bağış noktalarına gidecek.
  • Bağışçının kan vermesinde sakınca olup olmadığının testi yapılacak. Beyanı ile onam formu alınacak.
  • Kan bağışçısının kanında bulunan ve hastanın ihtiyacı olan plazma, aferez cihazında ayrıştılacak ve diğer bileşenler kan bağışçısına geri verilecek.
  • Alınan plazmalar için testler uygulanacak.
  • Plazmaların testleri tamamlandıktan sonra, tedavi bekleyen uygun hastalar için hastanelere ulaştırılacak.
  • 45 – 60 dakika arasında süren işlemdir.

Kimler Plazma Bağışı Yapabilir?

  • 18 – 60 yaş arası kişiler.
  • Erkek ve hamile kalmamış, düşük yapmamış ve kürtaj yapmamış kadın bağışçılar.
  • COVID-19 virüsüne yakalanmış ve tedavi sonrasında iyileşmiş, taburcu olmuş bağışçılar.
  • Önceden kan transfüzyonu yapılmamış bağışçılar.
  • Hastanede yatarak tedavi gördüyse en az 24 saat ara ile yapılmış 2 nazofarenks sürüntü örneğinin moleküler test sonuçları negatif olanlar.
  • İyileşmenin ardından en az 14 gün geçmiş olan bağışçılar.
  • Bağışçıda kan vermeye engel teşkil eden hepatit, HIV, spilis gibi hastalıkların bulunmaması.
  • İmmün plazma bağışı, ilk bağışın yapıldığı tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilir. 7 – 10 günde bir olmak üzere, bir ay içerisinde en fazla 3 kez yapılabilir.
Değerlendirme

Yorum yapın