İçerik Rehberi
Herhangi bir neden sonucunda safra kesesinin iltihaplanması, akut kolesistit olarak adlandırılır. Safra kesesi iltihabı, akut iltihabının söz konusu olduğu hastalarda buna en sık neden olan faktör safra kesesi taşlarıdır. Fakat safra kesesinde taş olmayan hastalarda da iltihaplanma söz konusu olabilir.
Safra Kesesi İltihabı Nedir?
Safra kesesinin akut iltihabının söz konusu olduğu hastalarda buna en sık neden olan faktör safra kesesi taşlarıdır. Fakat safra kesesinde taş olmayan hastalarda da iltihaplanma söz konusu olabilir.
Akut kolesistit, genellikle ani başlayan karın ağrıları ile kendini gösterse de, bu semptomların görüldüğü farklı hastalıklar da bulunduğundan detaylı muayene ve ultrason görüntülemesi oldukça önemlidir. Herhangi bir tetikleyici neden dolayısıyla veya nedensiz yere ortaya çıkabilen akut kolesistit, tedavi edilmemesi durumunda ölüme kadar varabilen ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle safra kesesi iltihabı belirtileri yaşayan hastaların bir an önce sağlık kuruluşlarına başvurarak muayeneden geçmesi gerekir.
Safra Kesesi Taşları Neden Safra Kesesi İltihabına Yol Açar?
Safra kesesi karaciğerin hemen altında bulunan, vücutta yağların sindirimine yardımcı olan safra sıvısının depolanma organıdır. Karaciğerde üretilen safra, safra kesesinde depolanarak sindirim sürecinde kanallar aracılığıyla ince bağırsaklara iletilir.
Safra kesesinin iltihaplanması, akut kolesistit olarak adlandırılır. Akut kolesistitin en sık karşılaşılan nedeni kolelitiazis olarak adlandırılan safra taşlarıdır. Safra kesesinde taş oluşumu nedeni tam olarak bilinemese de ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın olarak görülen bir sağlık sorunudur. Safra kesesinde oluşan taşlar kanalları tıkadığında ve safra akımını engellediğinde akut kolesistitin ortaya çıkma olasılığı çok yüksektir.
Kolesistit olgularının çok büyük bir kısmı safra kesesinde taş oluşumunun bir komplikasyonu olarak gerçekleşir. Safra kesesinde oluşan taşlar safra kanallarını tıkayarak kesede iltihaplanmaya neden olur. Taşın kanalları tıkaması sonucunda oluşan safra stazı (safra akımının durması), inflamatuvar enzimlerin salınımını tetikleyerek akut iltihaplanmaya sebebiyet verir. Akut kolesistit vakalarının %5-10’luk kısmı ise safra taşları olmadan iltihaplanmanın görüldüğü akut akalüloz kolesistit olarak gelişir. Her iki durumda da vakit kaybedilmeden tedavi süreci başlatılmalıdır.
Safra Kesesi Taşları Dışında Safra Kesesi İltihabı Nedenleri Nelerdir?
Nadir de olsa ciddi hastalıklar, uzun süreli devam eden kötü beslenme ve tümörler gibi farklı nedenlere bağlı olarak da akut kolesistit gelişebilir. Kolesistit ataklarının sürekli tekrarlıyor olması, kolesistitin kronikleştiğini gösterir. Yapılan bilimsel araştırmalara bakıldığında kadınlarda erkek bireylere oranla safra kesesi iltihabının çok daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Yine nedeni bilinmemekle birlikte akut kolesistitin görülme sıklığının yaşla birlikte arttığı görülür.
Dolayısıyla ileri yaş, bu hastalığa yakalanma konusunda bir risk faktörü oluşturur. Amerikan yerlilerinde, İskandinav ülkelerinde ve İspanya gibi ülkelerde de hastalığın çok daha yüksek sıklıkta görülmesi, genetik faktörlerin, çevresel etkenlerin ve beslenme alışkanlıklarının hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşüncesini beraberinde getirmektedir.
Safra Kesesi İltihabı Belirtileri Nelerdir?
Akut kolesistitte en yaygın belirti, ani olarak başlayan ve birkaç saat süren şiddetli karın ağrısıdır. Bu ağrı genellikle karnın üst sağ kısmında görülür fakat sağ omuza veya sırta doğru da yayılabilir. Akut kolesistitten kaynaklı olarak karında hissedilen ağrı genellikle keskin bir ağrı veya donuk kramplar şeklinde tarif edilir. Çoğu kişide ağrı dayanılmaz olduğundan acil servislere başvurma gerekliliği hissedilir. Ağrıya ek olarak akut kolesistitte görülen bazı diğer belirtiler şunlardır:
- Kil benzeri açık renkli dışkı
- Mide bulantısı ve kusma
- Yüksek ateş
- Ciltte ve gözlerin beyaz kısmında sararma (sarılık)
- Yemeklerden sonra artan ağrılar
- Üşüme ve titreme
- Karında şişlik
Yukarıdaki belirtileri yaşayan bireylerde akut kolesistitin söz konusu olma ihtimali yüksektir. Bu nedenle bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşayan hastaların vakit kaybetmeden acil servislere başvurması gerekmektedir. Kolesistitin uzun süre devam etmesi veya iltihaptan dolayı tekrarlayan belirtilere neden olması kronik kolesistite dönüşmesi anlamına gelir.
Safra Kesesi İltihabı Tanısı Nasıl Konulur?
Akut kolesistit yaşayan bireylerin ilk başvuru yeri genellikle acil servislerdir. Ani ve şiddetli karın ağrılarına neden olması bunun birincil nedenidir. Fakat akut kolesistit belirtileri birçok farklı hastalıkla benzer nitelikler taşıdığından hastalığın teşhisi için birtakım tanı testleri uygulanmalıdır. Sağlık kuruluşlarına başvuran hastalardan öncelikle detaylı tıbbi öykü alınır. Ağrının ne zaman başladığı, şiddetinin nasıl olduğu, ne şekilde hissedildiği gibi bilgilere ek olarak kişide bulunan hastalıklar, kullanılan ilaçlar gibi birtakım bilgiler de alınır. Ardından genellikle fiziksel muayene yapılır.
Hekim tarafından yapılan bu muayene ile karnın belirli bölgelerine baskı yapılarak ağrıya neden olan sorunlu bölge tespit edilmeye çalışılır, ayrıca karında şişlik olup olmadığı da kontrol edilir. Özellikle apandisit gibi şiddetli karın ağrılarına neden olabilen diğer hastalıkların ayırt edilmesi için fiziksel muayenenin önemli bir yeri vardır. Fakat kesin teşhis için tıbbi görüntüleme tekniklerine başvurulması gerekir. Bunun için en sık uygulanan yöntem batın ultrasonografisidir. Karın ultrasonlarında karın boşluğu içerisinde yer alan organların görüntülenebilmesi için ses dalgalarından yararlanılır. Kolesistit teşhisinde faydalanılabilecek bir diğer yöntem de hepatobiliyer sintigrafidir.
Hepatobiliyer sintigrafi ile ince bağırsak, karaciğer, safra kesesi ve safra kanallarının üst kısmı görüntülenebilir. Bu sayede bu organlara ilişkin sorunlar tespit edilebilir. Kolanjiyografi olarak adlandırılan bir diğer tanı testi ile safra kesesi ve kanallarının görüntülenebilmesi için bu kanallara bir boyar madde enjekte edilir ve görüntülenebilmesi sağlanır. Bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ise tüm iç organlarda olduğu gibi karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının teşhisinde kullanılabilen bir görüntüleme tekniğidir. Tıbbi görüntüleme tetkiklerine ek olarak bazı kan testlerine de sıklıkla başvurulur. Bu sayede karaciğer enzimleri, bilirubin, hemogram gibi bazı kan testleri uygulanarak hastalığın bulguları araştırılır. Sonuç olarak akut kolesistit teşhisi alan hastalarda tedavi planı belirlenir ve uygulamalar başlatılır.
Safra Kesesi İltihabıTedavisi Nasıl Yapılır?
Akut kolesistit hastaları genellikle teşhisin ardından hastaneye yatırılır ve gözlem altında tutulur. Safra kesesi sindirim sisteminin bir parçası olduğundan oral beslenmenin kesilmesi safra kesesinin dinlenmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle hastalarda yatış sürecinde intravenöz (damar yoluyla) olarak sıvı ve besin gereksinimi karşılanır. Yaşanan karın ağrılarının azaltılabilmesi ve enfeksiyonla mücadele amacıyla ağrı kesici ilaçlar ile antibiyotik uygulamaları genellikle önerilir.Kolesistitin tekrar etmesi halinde hekimler tarafından genellikle cerrahi operasyon yardımıyla safra kesesinin alınması önerilir. Günümüzde gelişen tıbbi teknolojilerle birlikte bu operasyonlar, uygun hastalarda laparoskopik olarak (kapalı yöntemle) uygulanır. Fakat bazı hastalarda safra kesesinin durumu ve hastanın anatomik yapısına bağlı olarak açık operasyonların da yapılması gerekebilir. Safra kesesinin alınması ameliyatı kolesistektomi olarak adlandırılır.
İnsanlarda safra kesesi olmadan da besinler normal şekilde sindirilebilir. Safra kesesi alınmış olan hastalarda safra ince bağırsağa doğrudan ulaşır. Fakat vücudun buna alışabilmesi açısından 2-3 ay boyunca az yağlı bir beslenme programının uygulanması gerekmektedir. Ardından ek hastalıkları olmayan bireylerde normal beslenme düzenine geçilebilir. Tedavi sürecine ek olarak akut kolesistitten korunmaya karşı da birtakım önlemler alınabilir. Fazla kilolu olmak ve obezite akut kolesistit konusunda bir risk faktörüdür. Bu nedenle kilolu bireylerin ideal kilosuna ulaşması, sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulaması hem akut hem de kronik kolesistit gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.
Hızlı kilo kayıpları da safra kesesi hastalıklarını tetikleyebildiğinden zayıflama süreci bir diyetisyen gözetiminde kişiye özel hazırlanmış beslenme programları ile bilinçli olarak sürdürülmelidir. Aynı zamanda yüksek kolesterol değerlerine sahip olan bireylerde diyet ve hekim tarafından önerilmesi halinde kolesterol düşürücü ilaçların kullanımı ile kolesistit gelişme ihtimali azaltılabilir.